şirketler insanlaşıyor mu?

harun şahnacı
2 min readJan 25, 2021

--

Şirketler belki de hiçbir zaman olmadıkları kadar insanlaşıyor. Gözle görünür hale geliyorlar. Öfke, nefret, kin gütmek, kızgınlık dönemleri gibi hatta az da olsa empati gibi en insani temel reflekslere sahip oluyorlar yavaş yavaş. Belki için için her zaman sahiptiler bu duygulara. Sadece artık saklamıyorlar. Twitter gibi kimi şirket tüm bu duyguları sergilerken hukuki mekanizmaları gerekçe gösteriyor, Fenerbahçe’nin son dönemde BeinSports’la yaşadığı örneğe baktığımızda BeinSports gibi kimi şirketse hiçbir hukuki gerekçeye sığınmadan rahatlıkla Fenerbahçe’ye kin güdebiliyor. BeinSports ve Trump / Twitter arasında yaşananlar en yakın örnekler olabilir bu konuya dair.

Bu akşam Attila Szalai’nin BeinSports’la ilgili söylediği sözler. Aslında bir kitle ile bir şirket arasında gerçek bir savaş var.

Tabii bu bir gözlem. henüz teori aşamasında değil benim için. Ancak bu kokuyu alıyorum özellikle son 1, 2 senedir. Katılır mısınız bana? Fikrinizi yazın birlikte konuşalım.

Bu nereye varır bilmiyorum. Bir mekanizmanın kabuk değiştirdiğine şahit oluyoruz gibi geliyor bana. Gelecek gösterecektir. Toplumsal krizlerin ya da paranoyaların arttığı süreçler şirketlerdeki bu değişimi daha da hızlandırabilir ve derinleştirebilir. Bir süre sonra tüketicileriyle sosyal medyada kavda eden, belki kendi tüketici topluluğu dışındaki kitleyi düşmanlaştırabilen markaları bile görebiliriz. Tam bu noktada tüketici topluluğu sağlam olan kazanır belki.

Şöyle de denebilir: Şirketler de devletler gibi toplulukların rızasıyla oluşan kocaman kabüllerden başka bir şey değildir. Değildi. Kavramsal olarak tamamen soyut yaratıklar olmalarıyla birlikte artık somutlaşıyorlar. Her zamankinden daha çok konuşulmak istiyorlar, çeşitli dedikodu ve diyalogların içinde yer almak istiyorlar. İlerde çoğu devletin yaptığı gibi şirketler de yer yer başarısızlıklarını tüketici nezdinde örtebilmek için kendine bir dış mihrak ya da iç düşman yaratabilirler. Çok sevdiğin, müptelası olduğun ve ürünlerini büyük bir hazla tükettiğin bir markaya mı güvenirsin yoksa hiç tanımadığın ya da güvenmediğin bir kitleye, kuruluşa ya da delvlet gibi bir kabule mi inanırsın? Bu işler ilerde tersine dönebilir. Şirketlerle kitleler en somut biçimde kafa kafaya gelebilirler.

bu şirketler ilerde “Bizi yok etmeye çalışanlara karşı tek ürün, tek tüketim, tek kitle” diye de bağırabilirler. Ya her şeyi geç, bunun fikrini dahi düşünsenize bir kez. Sonra bu fikir saçma mı değil mi sen karar ver. Militan markalar :)

Kitle her zamanki kitle. Ancak bundan 60–70 yıl önceki erken kapitalist dönemde sadece dillerini konuşturabilen, mesaj verebilen mekanizmalar bundan 60–70 yıl sonra artık yürüyebilen, kavgaya döner bıçaklarıyla girebilen, sizi kıskandırabilen bir yapıya dönüşebilir. Şaşırmam.

h

--

--